bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kötü bir tecrübe. hele bir de ortada bir çocuk varsa çok daha kötü. genellikle 17-18 yaşında belki daha da erken yaştaki birlikteliklerle ortaya çıkabilen bir durum. boşanmak elbette evlenmek kadar doğal ama böyle küçük yaşlardakileri hata olarak görüyorum. gel gelelim benim 2 sene önce evlenen ve geçtiğimiz aylarda boşanan kız arkadaşım var. bir daha dünyaya gelse yine evlenip boşanır bence. boşandıktan sonra hayat ona güzel oldu. adamı sömürdü sanırım. şu 2 ayda gezmediğı yer kalmadı hep lüks lüks yerler hemde. insan gerçekten hayret ediyor.
      1aga biz erkeklere yazık mk hem duygularımız sömürülüyor hem cebimiz :) - kara12 18.09.2017 17:23:35 |#3366637
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu an bayanlar evlenirim 3-5 sene durarım bir çocuk yaparım sonra ayrılırım sonra hayat benim kimse karışamaz diyebildikleri bir konuşmayı bu kulaklarım duydu bea o yüzden çok şey yapmayın.
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her ne kadar deneyimim ve bilgim olmasa da gözümde olası sebeplerinden birisi karakter gelişimidir. henüz kişiliği oturmamış insanlar başladığı ve güzel giden ilişkiyi evlilikle sürdürürse hayal kırıklığı yaşayabilir. çünkü insanlar değişecek, yavaş yavaş asıl karakterlerine bürünecektir. sonuçta da taraflar evlendikleri kişiyle evli oldukları kişinin aynı olmadığını düşünecektir.
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evet genç yaşta evlendim. boşanmak konusunda bir tecrübeye sahip değilim ve umarım hiçbir zamanda olmam. fakat o kadar uçurum kenarından ilerliyor ki hayatımız, ayağım kayıp da düşersem toparlanamam biliyorum. sebebi ne peki biliyor musunuz? çünkü hala ikimizde karakteri tam oturamamış iki çocuk gibiyiz, hala nasıl bir karaktere sahibiz bilmiyoruz. bir bakıyorsun ki ben ateş oluyorum, o su. sonra işler tam tersine de dönebiliyor. ama karakteri oturmuş insan öyle midir? ya ateşsindir ya da su. ama zamanla oda olacak eminim ve umarım ben o zaman su olarak karakterimi oturtmuş olurum.
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Haltercinin, halteri gücünü toplayamadan kaldırmaya çalışıp düşürmesi gibidir. Daha kendi kendine yetemezken aile kurmaya çalışıyorsun. Eskiden erken evlenilirdi ama hayat kısaydı ve erken olgunlaşıyordu insan. Şimdi ortalama insan ömrü olmuş 80 yıl, buna bağlı olarak geç olgunlaşıyor insan. Eski vesikalık fotoğraflara bakın, 25 yaşında biri rahat 30 gibi duruyor. Günümüzde ise 20 gibi görünüyoruz. Hayat bizi eskiden olduğu kadar eskitemiyor yani. Bu şartlar altında evlenenlerin başına üç ihtimalden biri gelir: Mutlu mesut bir yastıkta kocama (oldukça zor), mutsuz ama katlanarak bir yastıkta kocama (olası), boşanma (yaygın). Beyin rasyonalize etmeye meyillidir. O yüzden evlilik kötü geçiyorsa bazı durumlarda beyin bu ilişkiyi toplumsal bir vazife (bkz: toplumun temeli ailedir) olarak görüp evliliğin devam etmesini sağlar. Bazense (bkz: elalem ne der) denen illet devreye girip buna mecbur bırakır. Anadolu'da bir kadın olduğunuzu düşünsenize; boşandığınız anda tüm köyün radarına giriyorsunuz, rezalet. Kanı kaynayıp evlenen gençlerden ricamdır, çocuk yapmayın lütfen. İkinizin gönül yaylarının gevşemesinin ceremesini küçücük çocuk çekmesin, zira olayda zerre payı yok. En azından 27-30 yaş aralığına kadar evcil hayvan bakın veya başkasının çocuğuna bakın ama çocuk yapmayın, her çocuk iyi bir aileyi hak ediyor. Bir de bizde genelde köprüler yakılır; yani boşanınca iki taraf da birbirine düşman kesilir, çocuk dolduruşa getirilir. Doğmak yeterince sıkıntılıyken, üstelik Türkiye'de doğmuşken küçücük çocuğa daha fazla yük yüklemeyin.
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      genç yaşta evlenip boşanmanın bir kısmının, evliliğin insanları düzelteceğine inanılmasının bir sonucu olarak düşünüyorum
    7. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: ben) bunun genci, yaşlısı yok baktığınız zaman evlilik ve boşanma her daim zor bi durum. yaşınız kaç olursa olsun yeni baştan başlamak her zaman zor oluyor. niye evlendin diye sorulduğu zaman tek cevabım oluyor. çok sevdim çünkü. bu kadar. başka bir nedeni yok. karşı tarafı bilmem ama ben o zamanlar çok sevdim. zamanla bu sevgi bitti, hatta resmen çıplak ellerle boğdu sevgimi orası ayrı tabii. işi dramatize etmeyelim. ben de hata ettiğimi düşünüyorum. ama birçok yönden de kendimi anlıyorum. bunu anlatamam, istesem de anlatmam zaten, sadece kendimi anlıyorum, ki bu herkesin yapabildiğini sandığım bir şey değil. kendini eleştirmek ne kadar zorsa kendini bilmek ve anlamak da o denli zor. bazen arkadaşlarımla konuşurken dalga geçiyorum, otuzuma gelmeden evlendim, çocuk yaptım, boşandım, ben otuzumda neler yaparım kimbilir diye. bu övündüğüm bir şey değil elbette. sadece trajikomik buluyorum. boşanma mevzusuna gelirsek. benim boşanmamın sebebi çok fazla. özet olarak sadece sevgimiz ve saygımız bitti diyorum. ülkede ayrılmayı dahi beceremeyen insan çok. toplumun da bunun ne olduğunu bildiği yok. bazen beni eski eşimle yan yana görenler, barıştınız mı diye soruyorlar. hayır diyorum. ee yan yanasınız diyorlar. çocukları görme günü bugün çünkü diyorum. aa siz kavga etmiyor musunuz, yani normal konuşabiliyor musunuz falan diyorlar. kanlı bıçaklı olmamamız insanlara garip geliyor. evet, ayrıyız ama konuşabiliyoruz. kızların okullarına bilgi verdim geçen mesela. babayla ayrıyız, istediği zaman çocukları görebilir, istediği zaman gelip okuldan alabilir dedim. bana buna izin verdiğime dair bir yazı yazdırıp imza attırdılar. çünkü bu yüzden kavga eden çok boşanmış ebeveyn varmış. müdür dedi ki, biz nelerle uğraşıyoruz, göstermeyeceksiniz diye çıldırıyor veliler, sizin bunu halletmeniz ne güzel, dedi. çocuklara bunu borçluyuz çünkü dedim. öyle bir hakkımız yok. hayatımız boyunca yan yana gelicez. bundan kaçış yok. düşman değil, ayrıyız ve o çocukların ebeveynleriyiz. ben bunun bilincindeyim. eski eşime de bunun bilincini kazandırdım, sürekli tekrar ede ede. artık o da kabullendi. sadece kendisinden, ciddi bir ilişkisi olmadığı müddetçe her kız arkadaşını çocuklarla tanıştırmamasını rica ettim, travma oluşmasın diye. bir hatanın bedelini ömür boyu ödemenin, aynı şekilde ödetmenin de bir mantığı yok çünkü. benim genç yaşta evlenmek isteyenlere bir tavsiyem olursa da şöyle olur. ne istediğinizi, hem kendinizin hem de karşı tarafın ne istediğini iyi biliyorsanız, evlenin. ama bundan emin değilseniz hiç bulaşmayın. ne istediğini bilmek önemli. baktığımız zaman ne istediğini bildiğini bilen çok kişi de yok bu toplumda.